INTRODUCTION: We aimed to compare Doppler ultrasonography (USG) findings and histopathological results after the operation on benign and malign thyroid nodules.
METHODS: A total of 122 patients applied to general surgery clinic because of thyroid nodule which were planned to operate has been analyzed prospectively. These patients have been included in the study with preoperative Doppler USG and fine-needle aspiration biopsy (FNAB) findings.
RESULTS: Ninety five patients were female, and 27 were male. The mean age was 47.1 years. The mean size of nodules was 25.6 mm. Nodules had hypoechoic halo in 75 patients. Nodule vascularity increased in 81 patients. According to statistical analysis, there was a contrary relation between hypoechoic halo and malignancy (p = -0.285). There was no relation between component and malignancy (p = -0.032). We noted that malignancy was increasing with microcalcification. There was no relation between nodule margin and malignancy. It was observed that malignancy increased with vascularity.
DISCUSSION AND CONCLUSION: With our study and information from the literature, in assessing thyroid nodules, examination of doppler USG is essential, and consideration with FNAB results makes preoperative diagnostic accuracy over 95%.
GİRİŞ ve AMAÇ: Benign ve malign tiroid nodüllerinde Doppler ultrasonografi (USG) değerlendirmesi ile elde edilen verileri operasyon sonrası piyes histopatoloji sonuçları ile karşılaştırmayı amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bir yıl içerisinde genel cerrahi kliniğinde tiroid nodülü nedeni ile operasyon planlanan 122 hasta prospektif olarak incelenmiştir. Tiroid nodülü nedeni ile operasyon planlanan 122 hasta operasyondan önce tiroid Doppler USG ve ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) değerlendirmeleri tamamlanarak çalışmaya dahil edilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya alınan hastaların 95’i kadın, 27’si erkekti. Hastaların yaş ortalaması 47,1’di. Nodül büyüklüğü ortalama 25,6 mm idi. Yetmiş beş hastada nodül hipoekoik haloya sahipti. Seksen bir hastada nodül vaskülaritesi artmıştı. Yapılan istatistiksel değerlendirme sonucu hipoekoik halo ile malignite arasında ters bir ilişki olduğu görüldü (p = -0,285). Komponentle malignite arasında ilişki saptanmadı (p = -0,032). Mikrokalsifikasyonun arttıkça malignitenin arttığı görüldü. Nodül marjini ile malignite arasında ilişki saptanmadı (p > 0,05). Vaskülarite arttıkça malignite arttığı gözlendi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Yaptığımız çalışma ve literatür bilgisi ışığında tiroid nodüllerinin değerlendirmesinde Doppler USG incelemesinin aslında elzem olduğu ve bunun İİAB sonuçları ile birlikte değerlendirilmesi ile preoperatif tanı doğruluğunun %95 ve üzerine çıkarılabileceği aşikardır.