INTRODUCTION: Altered lipid metabolism is increasingly recognized as a hallmark of cancer progression and may serve as a prognostic biomarker. While individual lipid components such as total cholesterol, LDLc, HDLc, and triglyceride have been evaluated in various malignancies, their prognostic relevance in gastroin-testinal (GI) cancers remains unclear. This study aimed to assess the association between baseline lipid profiles and overall survival (OS) in GI cancer patients.
METHODS: A retrospective analysis was conducted on 103 patients with histologically confirmed gastric, colorectal, rectal, or esophageal cancer treated between January 2024 and March 2025. Pre-treatment fasting lipid profiles, including total cholesterol, LDLc, HDLc, and triglyceride, were recorded. Optimal cut-off values were determined by receiver operating characteristic analysis, and OS was analyzed using Kaplan–Meier survival curves and log-rank tests.
RESULTS: At a median follow-up of 22 months, 26 patients (25.2%) had died. Low baseline total cholesterol (<135 mg/dL), LDLc (<76.5 mg/dL), and HDLc (<40 mg/dL) were each significantly associated with reduced median OS (all p<0.01). Triglyceride levels did not significantly correlate with survival (p=0.400). Cancer type, stage, liver metastasis, sex, and diabetes status showed no significant association with OS.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Lower baseline total cholesterol, LDLc, and HDLc levels predict worse survival in GI cancer patients, highlighting the prognostic relevance of lipid metabolism. Routine lipid profiling may serve as an accessible tool for risk stratification in oncology. Prospective studies are warranted to validate these findings and explore lipid modulation as a therapeutic adjunct.
GİRİŞ ve AMAÇ: Değişen lipid metabolizması giderek kanser ilerlemesinin bir işareti olarak tanınmaktadır ve prognostik bir biyobelirteç olarak hizmet edebilir. Toplam kolesterol, LDL, HDL ve trigliserid gibi bireysel lipid bileşenleri çeşitli malignitelerde değerlendirilmiş olsa da, bunların gastrointestinal kanserlerdeki prognostik önemi belirsizliğini korumaktadır. Bu çalışma, GI kanser hastalarında başlangıç lipid profilleri ile genel sağkalım (OS) arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Ocak 2024 ile Mart 2025 arasında tedavi edilen histolojik olarak doğrulanmış mide, kolorektal, rektal veya özofageal kanserli 103 hastada retrospektif bir analiz gerçekleştirildi. Toplam kolesterol, LDL, HDL ve trigliserid dahil olmak üzere tedavi öncesi açlık lipid profilleri kaydedildi. Optimal kesme değerleri ROC analizi ile belirlendi ve OS, Kaplan-Meier sağkalım eğrileri ve log-rank testleri kullanılarak analiz edildi.
BULGULAR: 22 aylık medyan takipte 26 hasta (%25,2) öldü. Düşük başlangıç toplam kolesterol (<135 mg/dL), LDL (<76,5 mg/dL) ve HDL (<40 mg/dL) her biri azalmış medyan OS ile anlamlı şekilde ilişkiliydi (tümü p < 0,01). Trigliserid düzeyleri sağkalım ile anlamlı şekilde ilişkili değildi (p = 0,400). Kanser türü, evresi, karaciğer metastazı, cinsiyet ve diyabet durumu OS ile anlamlı bir ilişki göstermedi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Daha düşük bazal toplam kolesterol, LDL ve HDL düzeyleri, GI kanser hastalarında daha kötü sağkalımı öngörür ve lipid metabolizmasının prognostik önemini vurgular. Rutin lipid profili, onkolojide risk sınıflandırması için erişilebilir bir araç olarak hizmet edebilir. Bu bulguları doğrulamak ve lipid modülasyonunu terapötik bir yardımcı olarak araştırmak için prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır