Endothelial Dysfunction in Women and its Relationship with Infertility

Endothelial dysfunction is an early indicator in the development of atherosclerosis and cardiovascular diseases (CVD), and its evaluation in clinical settings is of great importance. Men are particularly at higher risk compared to premenopausal women, and the earlier onset of CVDs in men is associated with differences in estrogen levels between genders. Estrogen and testosterone regulate endothelial function through both genomic and non-genomic pathways, affecting vasodilation, inflammation, and cell proliferation. In women, polycystic ovary syndrome (PCOS) and endometriosis are associated with endothelial dysfunction. Although the relationship between endothelial dysfunction and female sex hormones has been demonstrated, its direct impact on female fertility remains unclear. Despite the connection between endothelial health and reproductive parameters, definitive markers for fertility and infertility have yet to be identified, making their use in clinical practice challenging. The polygenic nature of reproductive health further complicates the detection of specific markers. Therefore, despite significant advancements, further research is needed to identify reliable endothelial markers for fertility and infertility. This review focuses on the significance of the gender differences in endothelial dysfunction concerning cardiovascular diseases and fertility.

Kadınlarda Endotel Disfonksiyonu ve İnfertilite ile İlişkisi

Endotel disfonksiyonu, ateroskleroz ve kardiyovasküler hastalıkların oluşumunda (KVH) erken bir göstergedir; klinikte değerlendirilmesi büyük önem taşır. Özellikle erkeklerin, premenopozal kadınlara kıyasla daha yüksek risk altında olması ve KVH'lerin daha erken bir yaşta başlaması, cinsiyetler arasındaki farklı östrojen seviyeleriyle ilişkilendirilmektedir. Östrojen ve testosteron, genomik ve genomik olmayan yollarla endotelyal fonksiyonu etkileyerek vazodilatasyon, enflamasyonv ve hücre proliferasyonunu düzenler. Kadınlarda, polikistik over sendromu (PCOS) ve endometriozis endotel disfonksiyon ile ilişkilidir. Endotel disfonksiyonunun kadın cinsiyet hormonlarıyla ilişkisi gösterilmiş olmasına rağmen, kadın fertilitesi üzerindeki doğrudan etkisi belirsizliğini korumaktadır. Endotelyal sağlık ile üreme parametreleri arasındaki bağlantıya rağmen, fertilite ve infertilite için kesin belirteçler henüz tanımlanmamıştır, bu da klinik uygulamada kullanımını zorlaştırmaktadır. Üreme sağlığının poligenik yapısı, belirgin belirteçlerin tespitini daha da zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, fertilite ve infertilite için güvenilir endotelyal belirteçlerin belirlenmesi amacıyla daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bu derleme endotel fonksiyon bozukluğunun cinsiyete bağlı olarak kardiyovasküler hastalıklar ve fertilite açısından farklılıklarının önemi üzerinedir.